Ordusunda bu kadar önemli bir görev yaptığı söylenen hüdhüdü bir gün Hz. Süleyman arar. “(Bir gün Süleyman) Kuşları gözden geçirdikten sonra şöyle dedi: ‘Hüdhüdü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?” (27/Neml, 20) Hüdhüdü aradığı anda bulamayan Hz. Süleyman kızar ve şöyle der: “Ya bana (mâzeretini gösteren) apaçık bir delil getirecek, ya da mutlaka onu şiddetli bir cezayla azâba uğratacağım veya boğazlayacağım!
hz. süleyman, huzuruna hüdhüd kuşunu çağırır. kuş davete icabet etmez.
hz süleyman şaşırarak bir daha haber gönderir. kuş yine gitmez. hz. süleyman kızar ve derhal gelmezse hüdhüdü cezalandıracağını bildirir. Bunun üzerine hüdhüd kuşu hz süleyman'ı, "senin sarayını başına yıkarım" diye tehdit eder.
Hz. Süleyman biraz şaşırmış, biraz eğlenmiştir. gülerek, "senin gücün ne ki benim sarayımı başıma yıkasın" diye hüdhüda sorar.
küçük hüdhüd kuşu cevap verir: "pençemle bir parça vakıf çamurundan alır, sarayının damına koyarım. böylece benim taşıdığım vakıf toprağı sarayını başına yıkmaya yeter"